Ana SayfaHud SuresiMusa Aleyhisselam, Hud Suresi 96-109

Musa Aleyhisselam, Hud Suresi 96-109

Musa Aleyhisselam. Musa'yı da ayetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik.

96: Andolsun ki, Musa’yı da ayetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik.

97: Firavun’a ve onun ileri gelenlerine; onlar, Firavun’un emrine uydular. Oysa Firavun’un emri akıllıca değildir.

98: Kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları suya götürür gibi ateşe götürecektir. O varılan yer de ne fena bir varış yeridir!

99: Hem burada hem de kıyamet gününde arkalarından bir lanetle takip edildiler. Bu yapılan destek ne fena destektir!

100: İşte bu, medeniyetlerin sana anlattığımız önemli haberlerindendir. Onlardan kalan da var, biçilip yerle bir edilen de var.

101: Biz, onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler; Allah’tan başka taptıkları tanrıları, Rabbinin emri geldiği zaman kendilerine hiçbir yarar sağlamadı ve hasarlarını artırmaktan başka hiçbir işe yaramadı.

102: İşte Rabbin, zulmetmekte olan medeniyetleri çarptığı zaman böyle çarpar; çünkü O’nun cezası çok acı, çok çetindir!

103: Gerçekten bunda, ahiret azabından korkanlar için kesin bir ibret vardır. O, tüm insanların kendisi için toplanacağı bir gündür; mutlaka görülecek bir gündür.

104: Biz, onu ancak belirli bir süre için geciktiriyoruz.

105: Onun geleceği günde hiçbir kimse, Allah’ın izni olmadan konuşamayacaktır. Artık onlardan kimi mutsuz, kimi mutludur.

106: Mutsuzlar, ateştedirler; çok feci bir soluyuşları ve hıçkırıkları vardır orada.

107: Onlar orada gökler ve yer durdukça sürekli kalacaklardır. Ancak Rabbin dilediği süre başka; çünkü Rabbin, dilediğini yapandır.

108: Ama mutlu olanlar cennettedirler, Rabbinin dilediği süreden başka, gökler ve yer durdukça onlar orada ebedi kalacaklardır; kesintisiz bir lütuf olmak üzere.

109: O halde sakın şunların ibadet edişlerinden şüpheye düşme! Onlar, yalnızca önceden atalarının taptıkları gibi tapıyorlar. Biz de mutlaka nasiplerini kendilerine tamamıyla vereceğiz.