Ana SayfaSözün ÖzüBiraz Fazla mı Konuşuyorum Hocam

Biraz Fazla mı Konuşuyorum Hocam

Nerede konuşacağını, ne kadar konuşacağını bilmeyenlere...

Geçenlerde bir camide vaaz etmemiz istendi.

Vaazdan sonra Camiden çıktık, oturup çay içelim dediler, oturduk.

Birisi, konuşmayı ele geçirdi. Bir iki sefer bir şey söylemek istedikse de fırsat vermedi.

Arada da, “Hocam biraz fazla konuşuyorum kusuruma bakma” deyince, dedik ki:

“Biz biraz evvel Camide vaaz ettik, konuşacaklarımızı söyledik, şimdi konuşma sırası sizde”

Ne demek istediğimizi anlayamamış olacak ki, çok memnun oldu ve keyifle konuşmaya devam etti.

Son dönemin kaybettirdiği değerlerden bir tanesi de, nerede konuşacağı ve ne zaman susacağı erdemliliğidir.

Çeşitli vesilelerle, bazı kimselerle bir araya geliyorsunuz, konuşuyor, konuşuyor.

Arada bir şey de biz söyleyelim diyorsunuz, cümlenizi bitirmeden sözünüzü kesip konuşmayı elinizden alıyor.

Bâri istediği kadar konuşsun diye susuyorsunuz, aklına gelen eften-püften ne varsa hepsini konuşuyor.

Kalkarken “Hocam kusura bakma, biraz fazla konuştum” diyerek kalkıyor.

Yanı yaptığı işin kusur olduğunu kendisi de biliyor, itiraf ediyor.

Halbuki büyüklerimizin hem yaşayıp, hem de tavsiye ettikleri o güzel değerlerimizi muhafaza edebilseydik, kimsenin sözünü kesmez, dinlemesini bilir, özür dilemeye de hiç ihtiyaç kalmazdı. Meclislerde kimsenin de sözü kesilmezdi.

Büyüklerimiz, Lokman Aleyhisselam’ın oğluna yaptığı şu nasihati her vesiyle ile yapagelmişlerdir:

“Namazda olduğun zaman Kalbini muhafaza eyle,
Sofraya oturduğun zaman boğazını muhafaza eyle,
Başkasının evinde olduğun zaman gözünü muhafaza eyle,
İnsanların arasında olduğun zaman dilini muhafaza eyle”

Yine büyüklerimiz:

“Ger kelâmın fızza ise sükûtun olur zehep,
Çünkü Kâmiller kemâli süküt ile buldu hep.” demişlerdir.

Yani:

bir yerde konuşman gümüş ise bil ki, orada susman altındır.
Zira; Kamil İnsanların hepsi susmakla Kemâle ermiş, Kâmil olmuşlardır.

Elbetteki, yanlış bir şey konuşulursa usulünce düzeltmek gerekir.

Elbetteki, gıybet yapılırsa mani olmak, olmazsa istiğfar etmek gerekir.

Allah (جل جلاله), geçmişten gelen değerlerimizi yaşayarak, geleceğe taşımayı hepimize nasip ve müyesser eylesin, muvaffak eylesin.