Televizyon kanallarında deizm ve ateizm tartışmasına, Türkiye’mizde inkarcılığı başlatıp sürdürerek, gençliğin deizme ve ateizme (dinsizliğe) sürüklenmelerine sebep olan kişilerin çağrılması, onların da timsah gözyaşı dökmeleri neyi ifade ediyor.
Sünneti nebeviyeyi inkar ederek, resulüllah sellellahu aleyhi ve sellemi dine karıştırmayan kişilerle, Allah’ı karıştırmayanlar arasında ne fark var? Her ikisi de deist değil mi?
Ekranlarda timsah gözyaşı dökeceğine, önce yaptıklarının büyük bir suç olduğunu itiraf ederek Allah’tan af, Müslümanlardan özür dileselerdi çok daha iyi olurdu.
Ey Sünneti Nebeviyeyi inkar ederek Resül-i Ekrem Efendimizi dışlayan gafiller, ya da zalimler!
İşte eseriniz, neden deizmin ve ateizmin (inkarcılığın ve dinsizliğin) yayılmasına öncülük ettiniz ve neden samimiyetsizce yakınıyorsunuz?
Sözlüklerdeki tanıma göre deizm: vahiy gibi konuları reddeder. Tanrı dünya hayatına ve evrene müdahale etmez. İnanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir tanrı inancını belirtir. Bu inancı benimseyen kişiye deist denir.
Bu tarife göre, Resulüllah sellellahu aleyhi ve sellemin, Kur’an-ı Kerimi getirip tebliğ etmekle görevini tamamladığını, açıklamasına karışmadığını söyleyenler de “deist” tir.
Kısa, öz ve net ifade ile: “Allah kâinatı ve insanı yaratmış işini bitirmiştir sonrasına karışmaz” diyen de “deist” tir, Resül-i Ekrem için “Kur’an-ı Kerim’i getirip tebliğ etmiş işini bitirmiştir, sonrasına karışmaz/karışamaz” diyen de “deist” tir. İkisi arasında hiç fark yoktur.
Deizm’in az sonrası da ateizm’dir.
Sünneti Nebeviyeyi inkar edenler yalandan timsah gözyaşı akıtarak kendilerini aklamaya çalışmasınlar, Müslümanları da kandırmaya kalkışmasınlar, kendileri de ateizm’e doğru gidiyorlar, gençleri de o tehlikeli bâdireye sürüklüyorlar, bilsinler.