Allah celle celalühü geçmişi, şimdiyi ve geleceği bilir hem de şu an gibi bilir, onun için zaman mefhumu yoktur, bütün zamanları ve mekanları bilir.
Bunları Resüllerinden dilediği kimselere de bildirir, nitekim Resülüllah Sellellahu aleyhi ve selleme de bildirmiştir.
Tecrübeyle de sabittir ki Resülüllah Sellellahu aleyhi ve sellem efendimiz hem geçmişten haberler vermiştir hem de gelecekten haberler vermiştir.
Gelecekten verdiği haberlerin doğru çıkması, geçmişten verdiği haberlerin de doğru olduğun delili sayılmaktadır.
Ebu Said el Hudrîden, Resülüllah Sellellahu aleyhi ve sellem:
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الخُدْرِيِّ
عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ: لَتَتْبَعُنَّ سَنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ
شِبْرًا شِبْرًا وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ
حَتَّى لَوْ دَخَلُوا جُحْرَ ضَبٍّ تَبِعْتُمُوهُمْ
قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّهِ اليَهُودُ وَالنَّصَارَى ؟
قَالَ : فَمَنْ ؟
Sizden öncekilerin âdetlerine / yollarına mutlaka karış karış, zira’ zira’/ metre metre tâbî olacaksınız / uyacaksınız, öyle ki, onlar kelerin / kertenkelenin inine girse siz de tabi olup gireceksiniz. Dedik ki: “Ey Allahın Resülü, bizden öncekiler dediğiniz Yahudiler ve Hiristiyanlar mı?” Buyurdu ki: Ya kim?
Resülüllah Sellellahu aleyhi ve sellem 1400 küsür sene önce böyle bir haber vermiş ve doğru çıkmış.
Bugün, içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu bir çok ülke Müslümanlarından bir kısmı, bir çok konuda olduğu gibi, yılbaşı kutlamalarında da Gayr-i Müslimleri taklit etmekte ve onların arkasına takılmaktadır.
Halbuki bilenin arkasından gidilir, câhilin ve câhil olduğu için dalâlete düşen, bataklığa saplananın arkasından gidilmez, giden de bataklığa saplanmış olur.
Allah celle celalühü onların hakkıda, er- Rûm süresinin 7. Âyet-i Kerimesinde:
يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ
Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler (er-Rûm Suresi 7) Buyuruyor.
Âhireti bilmeyen veya bildiği halde gaflette olanlar büyük ziyandadırlar.
Hiçbir Akıl sahibi kişi, kendisi ziyanda olan ve çevresine zarar vereni taklit etmez, arkasına takılıp peşinden gitmez, giderse zarara uğrar, kendine yazık etmiş olur.
El-Casiye süresinin 18. Âyet-i Kerimesinde:
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Sonra seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzu ve isteklerine tabi olma, buyurdu Allah celle celalühü.
Ayrıca Hûd süresinin 113. Âyet-i Kerimesinde de:
وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِنْ أَوْلِيَاء ثُمَّ لاَ تُنصَرُونَ
Bir de zalimlere (sevgi beslemek, yağcılık yapmak veya yaptıkları işlere rızâ göstermek suretiyle) meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (Cehennemlik olursunuz) Allah’tan başka yardımcılarınız da yoktur; sonra yardim edilmez, azabından kurtarılamazsınız (Hûd süresi 113) Buyurmaktadır.
Allah’ın Kelamına kulak verenler, ne yılbaşında ne de başka vakitlerde, Allah’a isyan edenlerin, Allah’a karşı gelenlerin, karşı gelmekte direnenlerin yaptıklarını yapmaz onların peşinden gitmezler.
Allah celle celalühü:
Bilmeyenlerin, cahillerin yolundan gitmeyin buyuruyor, aksilik İnsanlarımızın bir kısmı maalesef onların yolundan gidiyorlar, Allah celle celalühü hepimizi, herkesi korusun ve kurtarsın.